Hakkımızda

Nazife ULUSOY

Kırklareli’nin kaynak Suları ile meşhur Kaynarca kasabasında altı çocuklu bir ailenin beşinci çocuğu olarak Dünya’ya geldim.Yaklaşık otuz yıldır İstanbul’da yaşıyorum evliyim ve bir oğlum var.

       Oğlum Dünya’ya geldiğinde iş hayatının ve İstanbul’da yaşamanın getirdiği yoğun tempo içinde oğluma ve anneliğime yeterli zamanı ayıramayacağımı düşünerek iş hayatından ayrıldım. Çünkü ; kendine ve çocuklarına bu günlerini veremeyen bireylerin daha iyi bir gelecek umudu ile bu günlerini feda etmeleri bana hiç anlamlı gelmemişti ve iyi ki bu kararı almışım.

       2017 yılında oğlum 13 yaşına geldiğinde yeniden iş hayatına dönmek istedim. Uzun mesai saatlerinin yaşandığı ve genelde bu mesailerin bir karşılığı olmadığı muhasebe mesleğime geri dönmek istemedim. Emlak Danışmanlığı eğitimi alarak  gayrimenkul sektöründe çalışmaya başladım. Geçmişten gelen kurumsal şirket disiplini , kitap okuma alışkanlığı ve kişisel gelişim konusunda sürekli kendimi geliştirdiğim için kısa sürede sektöre adapte olarak güzel başarılar elde ettim ve muhteşem yeni insanlar tanıdım. Dört yıldır bu sektördeyim ve bir gün şunu farkettim;  ben yüksek bütçeli konutlar satıyorum, her sattığım mülkü sanki benim evimmiş gibi keyif ve titizlikle sunuyorum fakat bu evlere nasıl sahip olunur bu paralar nasıl kazanılır bilmiyorum. Benim kazandığım bütçe ile içinde yaşamak istediğim evi almam mümkün değildi. Benim gibi emlak danışmanlığı yapan bir çok arkadaşım için de sanırım durum ayni idi.

       Hayalindeki eve sahip olan insanların profillerini incelediğimde, büyük bir kısmının ticaretle uğraştıklarını yada mevcut işleri ile beraber pasif gelir sağlayan bir sistem kurmuş girişimciler olduğunu gördüm. Emlak sektörüde bir girişim ve ticaret modeliydi fakat sürekli ve pasif bir gelir oluşturmak mümkün değildi. Pandemi ile birlikte işyerlerinin uzun süreli kapanma zorunluluğu ve oluşmaya başlayan yeni dünya düzeni söylemleri beni uzun zamandır düşündüğüm fakat ertelediğim yeni ticaret modellerini incelemeye sürükledi.

            Online Ticaret ve Satış Stratejileri Uzmanı – Fatih Çoban’dan eğitimler aldığım bir dönemde sevgili Zühre ile tanıştık. Zühre, Hollanda’da yaşıyor ve Next Generatıon Marketıng yapıyordu ve çokta başarı idi. Ondan gelen ticari ortaklı teklifini kabul ettim çünkü bana anlattığı ticaret modeli benim tamamlamaya çalıştığım eksik parçalara karşılık geliyordu.

       Şu anda internetin olduğu Dünya’nın her yerinden yapabildiğimiz bir işimiz var ve aramıza katılacak yeni iş ortaklarımızın hayallerini mümkün kılmak için bildiğimiz her şeyi paylaşmaya hazırız.

Meryem GÖKTEPE

Merhaba ben Meryem GÖKTEPE

15 yıldır Amerika’da yaşayan bir İzmir’li, mesleğini maalesef hiç icra edememiş bir öğretmenim.

Bütün zamanların ve mekanların en güzel varlıkları çocuklardır. Bu bilinçle öğretmenlik mesleğini seçmiştim. Şimdilik 4 muhteşem çocuğumuzun annesi olarak yola devam ediyorum.

Hobi olarak başladığım çini boyama ve takı tasarım işimi büyüterek online satışlar yapmaya başladım. Başta çok keyifli ve satışlı olsa da tek başıma olma sebebiyle yetişemedim ve online satış sayfalarını kapatmak zorunda kaldım. 

Bu tecrübe benim istediğim gibi sonuçlanmasa da dijital ortamda yapılan ticaretin büyüklüğünü ve yapılabilirliğini öğrenmiş ve yeni ticaret modelleri arayışına girmiştim.

Üretiminden, stoğundan, teslimattan vb. işlemlerden sorumlu olmadığım e-ticaret arayışım devam ederken gelen bir teklif tesadüf oldu.  Aslında tesadüf değil “Aradığın her ne ise belki o da seni arıyordur. Kişiler sadece bir aracı”.  Bunun da bu süreçte öğrendim.

Yaklaşık iki yıldır yeni nesil e-ticaret projesinin içindeyim. 

Öğreniyorum – Öğretiyorum – Kazanıyorum – Kazandırıyorum

Dünyadaki en bereketli döngü!!

Paylaştıkça çoğaldığına inanan, üzerine bunu ispat eden bu muhteşem proje ile; bilgimizi, işimizi sizinle paylaşmak, ihtiyaçlarımıza, hayallerimize, umutlarımıza giden bu yolda köprü olmak istiyorum.

Meryem GÖKTEPE

Zühre AKÇAY ÇINAR

İstanbul da esnaf bir babanın ve girişimci bir annenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldim. Girişimci ruhumun mimarları sanırım çok kıymetli annem ve babamdı.

İlk orta ve lise eğitimlerimi yine bu muhteşem şehirde tamamladım. Lise bittiğin de dünyayı dolaşmak gibi hayallerim vardı ve ben bunu sadece harita üzerinde yapabiliyordum. Sanırım bunun etkisi ile üniversite tercihimi Konya Selçuk Üniversitesi Haritacılık bölümünü tercih ederek yaptım.

Kariyerime İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iki büyük şirketinde haritacılık mesleğimi yaparak devam ettim 15 yıl bu şirketlerin alt yapı ve üst yapı projelerinde görev aldım. İstanbul gibi bir şehre hizmet etmek hem çok keyifli hem de biraz zahmetliydi.

Evlenip iki çocuklu bir anne olduğum da daha önce sorgusuzca rutine bağladığım, normalleştirdiğim bazı şeyleri görmeye fark etmeye başladım. Bir hamster gibi aynı yerde koşuyor ne kendim için ne eşim için ne de önemlisi çocuklar için vakit ayırabiliyordum

Yaşamak ve çocuklarıma yaşatmak istediğim hayat bu değildi aldığım kararla iş hayatımı sonlandırdım ve biz Hollanda ya taşındık.

Ailemden aldığım girişimcilik ruhumu yeniden canlandırmaya kendime eşime çocuklarıma yeterli vakti ayırabileceğim beni  Dünyayı dolaşma hayalime taşıyacak bir is modeli araştırmaya başladım.

Bir müddet sonra karsıma böyle bir proje çıktı ve hemen değerlendirdim. 4 yıl kadar büyük bir emek ve mücadele ile harika isler basardık. Bazı sistemlerde siz büyürken farkında olmadan sistemde çalışan diğerlerini mağdur edersiniz.

Biz içinde bulunduğumuz sistemin buna müsait bir is sistem olduğunu fark ettiğimiz anda istifamızı verdik. Çünkü çevremde mağdur olmuş insanlar yaratmak ne benim kişisel değerlerime ne de beşeri değerlere uygun değildi.

Bir kapı kapanmadan bir kapı açılmaz. Doğruyu arayan mutlaka ona ulaşır inancı ile dış seslere tamamen kapatıp iç sesimin sesini sonuna kadar açtığım bir dönemde bana fırsat olarak sunulan bir proje ile tanıştım. Projeyi incelediğimde evet gerçekten  bir fırsattı.

Terfi etmenize ne kadar kazanmanız gerektiğine ne kadar çalışmanız gerektiğine sizden başka hiç kimsenin karar veremeyeceği bir is projesi. Benim için en önemlisi de kimsenin kimseye zarar vermemesi. Biz kazanırken yani başımızda olan insanlar mağdur oluyor zarar görüyorsa orada gerçek bir kazanımdan söz edilemez.

Sevgili Nazife ile global bir is yapmıyor olsaydım yine de bir gün bir yerde tanışırmıydık bilmiyorum. Çünkü ben Hollanda da o Türkiye de yaşıyor ve biz işimizi dijital dünyada yapıyor ve büyütüyoruz.

Üniversite eğitimi için Mevlana şehri Konya ya giderken Dünya’ yı gezmek hayalimdi. Fakat işimin 65 ülkede sıfatlardan dil, din, ırk, kavramlarından bağımsız herkesi içine alan bir iş modeli olacağı aklıma gelmezdi. Onun için bende Mevlana’ nın dilinden seslenmek istiyorum.

Yine gel, yine gel! Kim olursan ol yine gel!

Kafir, mecusi, putperest olsan da yine gel!

Bu bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel!

Biz sizi tanımaya bildiklerimizi paylaşmaya sevgi ve iyilikte buluşmaya hazırız.

Bekleriz.

© digigirisim.com 2021 All Rights Reserved.